Eğitim Sen Sivas Şube Başkanı ve KESK Sivas Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü İbrahim Kılıç; hükümetin kamu çalışanlarına yönelik teklifine tepki gösterdi.
Kılıç; “14 Ağustos tarihinde açıklanan, 7. Dönem TİS’e dair hükümetin ilk teklifine karşı, emeği en yüce değer olarak gören ve mücadele eksenini, hak ve özgürlükler temelinde yükselten KESK’liler olarak, tepkimizi ortaya koymak üzere, sabırla, inatla ve kararlılıkla ülkenin dört bir yanında alanlardayız. TİS masasının karşı tarafında oturan hükümetin, emekçilerle adeta alay edercesine sunduğu teklif, 2024 ve 2025 yılları için, altışar aylık dönemler halinde, 2024 için %14 + %9, 2025 yılı için ise, %6 + %5 şeklindedir. “Şaka gibi” demek istiyoruz ama, ne yazık ki bunu bile söyleyemiyoruz. İktidar, Merkez Bankasının hedeflediği, ama her zamanki gibi tutmayacağı bugünden belli olan enflasyon oranlarının bile altındaki teklifi ile hepimizle açıkça alay etmiştir. Üstelik hükümetin teklifinde tüm kamu emekçilerinin ortak taleplerine ve 11 hizmet kolunun taleplerine ve mevcut sorunlarının çözümüne ilişkin tek cümle edilmemiştir. Hizmet kollarına dair bu talepler, “müzakereler devam ediyor” denilerek geçiştirilmiştir. 1 Ağustos – 14 Ağustos arasında süren görüşmelerin sonucunda gelinen bu nokta göstermiştir ki, dağ fare doğurmuş; hükümetin şapkasında tavşan falan olmadığı da böylece anlaşılmıştır. Çalışma Bakanının haftalardır “müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum” şeklindeki demeçlerinin sonucunda açıklanan bu teklifte, kamu emekçisini memnun edecek ve hayırla sonuçlanacak ne var, gerçekten merak ediyoruz ve tekrar soruyoruz… Bu teklifin satır aralarında ne var? İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı? Yok. Taban aylığımıza yansımayan 8.077 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğe ilişkin bir adım var mı? Yok. Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı var mı? Yok. Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı? Yok. Büyümeden, refahtan pay var mı? Yok. Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı? Yok. Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı? Yok. Vekil, ücretli, taşeron, sözleşmeli, İHS’li gibi farklı adlar altında sürdürülen güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi var mı? Yok. Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı? Yok. Kayırmanın, torpilin kapısını sonuna kadar açtığını kabul ettiğiniz, seçim öncesi sözünü verdiğiniz mülakatın kaldırılması var mı? Yok. Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulması var mı? Yok. OHAL KHK’leri ile sorgusuz-sualsiz işinden ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevine iadesi, 7 yıldır yaşadıkları zulme son verilmesi var mı? Yok. Bizim için en önemlisi Grev Hakkı İle Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin tek bir cümle var mı? Yine yok. Aslında ortada bir toplu sözleşme teklifi de yok. Ne var peki? 4 milyonu aşkın kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksullukla, 2,5 milyon emekliyi ise yaşamaya çalışırken, daha fazla sefaletle tehdit etmek var.
Biz KESK olarak en başından beri kamu işvereni olan hükümetin, geçtiğimiz 6 dönem boyunca yaptığı gibi bu dönem de masaya, tutmayan enflasyon hedeflerini, TÜİK sahte enflasyon rakamlarını temel alan bir maaş artışı teklifi ile gelmesi durumunda, olası teklif ve önerileri reddedeceğimizi ve üretimden gelen gücümüzü kullanacağımızı ilan ettik. Ne yazık ki hükümet bu kez bizi yanılttı, çünkü açıkçası biz bile bu kadarını tahmin etmiyorduk. Merkez Bankasının açıkladığı resmi enflasyon hedeflerinin bile altındaki bu rakamları, “artış teklifi” diyerek bize sundu. Hepimiz biliyoruz ki, daha 18 gün önce Merkez Bankası %8,8 olan 2024 yılı enflasyon hedefini yaklaşık dört kat artırarak %33’e çıkardığını açıkladı. Buna rağmen AKP Hükümeti, oldukça manidar bir şekilde, 22. Kuruluş yılını doldurup, 23. Yıla adım attığı gün, 2024 yılı için biz emekçilere, taban aylığımıza yansıtılmayan seyyanen ödenek dahil, toplamda %23 artışı teklifinde bulunmuştur. Aynı Merkez Bankasının, 2025 yılı resmi enflasyon hedefi ise, %15 olarak açıklanmış iken, iktidarın kamu emekçilerine sunduğu 2025 teklifi, %11’de kalmıştır. Bizler biliyoruz ki, orta vadeli ekonomik programlarında öngördükleri enflasyon hedeflerine ulaşmaktan çok uzaktalar ve adeta kendi açıkladıkları oranları revize etme yarışındalar. Örnek vermek gerekirse, 2022’de orta vadeli programa göre %5 olarak belirlenen enflasyonu, 2022 yılının sonuna gelindiğinde TUİK rakamlarına göre %64 olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılı sonunda nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalacağımız ve 2024 ve 2025’te kaç haneli enflasyon oranlarına ulaşacağımız belirsizdir. Ortada böylesine vahim bir tablo ve komik ötesi bir teklif varken, birileri çıkıp hala; “hükümetin bu teklifi revize etmesini bekliyoruz” diyebiliyor. Kamu emekçilerini bu kadar aşağılayan bir teklifi, üç beş puan artırarak revize etmek mümkün değildir ve bu teklif, AKP iktidarının enflasyon hedeflerinin bile çok altında kaldığı için, bizim gözümüzde yok hükmündedir. Biliyorsunuz seçimden önce siyasi iktidar, “en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak, artışlar emekli maaşlarına da yansıtılacak” sözünü verdi. Ancak seçim meydanlarında verdikleri bu sözü tutmadılar, “seyyanen ödeme” adı altında, kamu emekçilerinin yıllardır yaşamakta olduğu kayıpları daha da arttıracak bir rakamı maaşlara yansıttılar. Biz KESK olarak, Temmuz ayı maaş artış dönemi öncesi, “Seyyanen Ödeme” adı altında verilen tutarın, rasyonel bir artış olmadığı ve emekliliğe ve kök maaşa yansıtılmayacak olan bir ödemenin artış sayılamayacağı uyarısında bulunduk. Ancak maalesef, bizim dışımızda kalan konfederasyonlar, bu tuzağı görmedi, görmezden geldi, üyelerini bu tehlikeye karşı uyarma yolunu seçmedi. Meselenin emekçiler kadar, emekliler boyutu da son derece önemlidir, çünkü Temmuz maaş artışlarında en büyük darbeyi emekliler almıştır. “Emekliyi enflasyona ezdirmedik” şeklindeki açıklamalarla ilan ettikleri %25 emekli maaş artışı, milyonlarca emeklinin kök ayılığı 6.000 liranın altında kaldığı için, maaşlarına yansımamıştır. Bu ülkenin tam 12 milyon emeklisi açıkça kandırılmıştır. İşte tam da bugün, emekçiye ve emekliye dayatılan bu sefalet artışına dur demenin ve milyonlarca insanı etkileyecek olan, sefalet ve güvencesizlik teklifini reddetmenin zamanıdır. Şimdi susma zamanı değil, sesimizi en yüksek perdeye ayarlamamızın ve ortak sorunlarımız etrafında buluşup, ortak taleplerimizi dillendirmenin tam zamanıdır. Çünkü bizler sustukça ve sendikal gücümüzden kaynaklı yetkimizi iş bilmez konfederasyonlara teslim ettikçe, geçmiş 6 TİS’de başımıza neler geldiğini en acı hali ile tecrübe ettik. Kamu işvereni olan AKP Hükümetin sesimize kulaklarını kapatmaması ve üzerinde pazarlık yapılabilecek yeni ve gerçek bir teklif sunması, bizim gösterdiğimiz ve göstereceğimiz tepkiye bağlıdır. İşte bu yüzden, bugün KESK olarak hükümetin hepimize sefalet-yoksulluk ve güvencesizlik dayatan ilk teklifine karşı ilk uyarımızı yapıyor, mücadele bayrağını yükseltiyoruz. Yıllardır siyasi iktidarın ve Hakem Kurulunun iki dudağından çıkacak kararlara mahkûm eden bu garabet sisteme karşı hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçilerini yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam demokratik bir çalışma yaşamı, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi için her adımda omuz omuza mücadele vermeye davet ediyoruz” dedi.