Tarih: 14.11.2025 13:57

Diyabet Günden Güne Artıyor

Facebook Twitter Linked-in

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Barış Sarıakçalı, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu.

14 Kasım'ın, 1921 yılında insülini keşfeden Kanadalı bilim insanı Dr. Frederick Banting'in doğum günü olduğunu hatırlatan Sarıakçalı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 2006'dan itibaren bu tarihi "Dünya Diyabet Günü" olarak tanıdığını ifade etti.
Diyabetin, insülin direnci, insülin eksikliği ya da her ikisinin birlikte görülmesi sonucu kandaki şeker düzeyinin yükseldiği ciddi bir hastalık olduğunu belirten Sarıakçalı, insülinin pankreasın beta hücreleri tarafından salgılanan, glukozun hücre içine girişini sağlayan hayati bir hormon olduğunu söyledi. İnsülin eksikliğinde ya da dokularda insülin direnci geliştiğinde glukozun hücre içine giremediğini, bu nedenle kanda şeker yükselirken hücre içinde enerji eksikliği oluştuğunu vurguladı.

Dünyada ve Türkiye'de diyabet sıklığının hızla arttığına dikkat çeken Sarıakçalı, "Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre 2021'de dünyada 537 milyon diyabetli varken bu sayının 2045'te 783 milyona ulaşması bekleniyor. Dünyada her 10 erişkinden 1'i, Avrupa'da ise her 11 erişkinden 1'i diyabetlidir. Türkiye, Avrupa'da diyabet sıklığının en yüksek olduğu ülkelerden biridir" dedi.
Diyabetin kontrol altına alınmadığında erken yaşta ciddi sağlık sorunlarına ve ölüme yol açabilen önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Sarıakçalı, yaşam boyu izlem ve tedavi gerektirdiğini; ancak etkin yönetildiğinde normal yaşam kalitesinin korunabileceğini ifade etti.

Diyabetin riskleri ve belirtileri
Sarıakçalı, günümüzde daha az hareket edilen ve daha fazla kalori tüketilen yaşam tarzının tip 2 diyabet artışında belirleyici olduğunu söyleyerek; yaş, kilo fazlalığı, hareketsiz yaşam ve aile öyküsünün en önemli risk faktörleri olduğunu vurguladı.
Diyabetin belirtilerini ise şöyle sıraladı:
Ağız kuruluğu, susama, çok su içme, sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, halsizlik, sık acıkma, yemek yemeye rağmen kilo kaybı, cilt kuruluğu ve kaşıntı, bulanık görme, cilt ve idrar yolu enfeksiyonları, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, yaraların geç iyileşmesi, el ve ayaklarda uyuşma, hissizlik ve karıncalanma.

Diyabetin körlüğe neden olan hastalıklar arasında ilk üçte yer aldığını, kronik böbrek yetmezliğinin başlıca nedenlerinden biri olduğunu ve diyaliz hastalarının yarısını diyabetli bireylerin oluşturduğunu ifade eden Sarıakçalı, kaza dışı ayak ve bacak kayıplarının en önemli sebebinin de diyabet olduğuna dikkat çekti.

"Tip 2 diyabetin önlenmesinde yaşam tarzı belirleyici"
"Diyabet önlenebilir mi?" sorusunu yanıtlayan Sarıakçalı, tip 1 diyabetin bugün için önlenebilir bir yönteminin bulunmadığını, ancak sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve obeziteden kaçınma ile tip 2 diyabet gelişme riskinin önemli ölçüde azaltılabileceğini söyledi.
Prediyabetli bireylerde yaşam tarzı değişiklikleriyle tip 2 diyabete ilerlemenin yüzde 40–58 oranında önlenebildiğini aktaran Sarıakçalı, "Diyabete birlikte dur diyebilmenin en etkin yolu, hastalığı ve risklerini öğrenmek; hekimlerimizin önerileri doğrultusunda sorumluluk alarak sağlığımız için gerekli adımları atmaktır" ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —