Orhan ARSLAN /Eğitimci -Yazar


ORTAK HEDEF

Halkımızın son günlerde çeşitli baskı faktörleri ile; yıldırılmak, sindirilmek veya korku havası estirilmek gibi psikolojik şaşkınlığa itilme çabaları manidardır. Amaçlanan nedir? Sorusunun cevabı gayet açıktır.


ORTAK HEDEF
Halkımızın son günlerde çeşitli baskı faktörleri ile; yıldırılmak, sindirilmek veya korku havası estirilmek gibi psikolojik şaşkınlığa itilme çabaları manidardır. Amaçlanan nedir?  Sorusunun cevabı gayet açıktır.  
 
       Çözüm süreci bahane edilerek;  Ülkenin var olan dengelerini bozmaktır. Takiben arkasından gelecek seçim süreci içerisinde, kargaşa ve kaos ortamı çıkarmaktır. Devamlılık ve istikrar içerisinde olan kurum ve kuruluşları yıpratmaktır. Terörün bitmediğinin hala isteklerinin devam ettiğinin bildirgesidir. Ne kadar korku, ne kadar endişe üretebilirsek; o, kardır mantığının hayata geçirilmesidir. Ülke zemininde bu tür olayların olması, hep bu tür odakların lehine olmuştur. Kendi amaçlarının tekrar edilmesi, terör olaylarının arkasından mesajlar verilmesi, alışageldiğimiz durumlardandır. Bu amaçla kendilerine hizmet edecek bir ortamın gelişmesi de beklentileridir.
       Yüce Milletimiz, bunların yıllardan beri takip ettikleri politikaları iyi bilmektedirler. O, psikolojik baskının altında kalmayacaklardır. Kendilerini yönetmeye talip olan kişilerin seçilmesine yönelik olan seçimleri, gerçekleştirecekler ve kendilerini yönetme görevini verdikleri vekillerini, Yüce Meclise yollayacaklardır. Bu toplumsal yükselişin, teröre karşı verdiği en önemli mesajdır. 
İçeride bu tür, sıkıntılar devam ederken, sınırımızda var olan işid belası, üzerinden ülkemiz yıpratılmak istenmektedir. Batılı, tüm yayın organları; zaman, zaman bu konuyu işleyerek, diri ve canlı tutmaya çalışmaktadırlar. Bu algı operasyonu ile; dışarıda imaj zedelettirmek, içeri de ise; güvensizlik ve kargaşa ortamı oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bu Ülke insanı kaos ortamı istememektedir.  Yapılan o tür yayınların, amacının farkındadır. O, tür yapılanmalara izin vermeyecektir. Kendi geleceğinin kararını yine kendisi verecektir. Doğru, ya da yanlış, amma kendi iradesi ile belirlediği, seçtiği insanların kararları ile onlara tepki koyacaktır.  Çünkü, inanmaktadırlar ki; kendi iradeleri ile seçtikleri ve kendilerini yönetmelerini istedikleri siyasi kadro; her alanda doğru karar vermeye çalışarak; Ülke yararlarını gözeteceklerdir. Seçmen tabanında, bu dayanışma ve birliktelik, güçlü bir şekilde devam etmektedir. Eğer, muhalefet,  kendileri fikirlerinin  doğruluğuna inanıyorlarsa; her türlü yasal zeminde kendi doğrularını anlatabilirler. Ancak, kendi doğrularınızı zorla, tehditle, silahla anlatmaya çalışırsanız; aynı şekilde tepki görmeniz beklenebilir. Demokratik mücadele yöntemlerini bir kenara bırakarak, değişik yolları seçen ve o yollarla mücadele etmeye çalışan insanlar, zamanla zarara uğrayacaklardır. O nedenle, kimi siyasi parti sempazitanları, yaptıkları şiddet içerikli gösterilerde; kendilerine zarar vermektedirler. Halkın çoğunluğu tarafından nefretle anılmaktadırlar. Bu mücadele yöntemi, doğru bir metot değildir. Çünkü, her zaman etki beraberinde tepkiyi getirir.
Bu seçim  öncesi süreçde; bir manada iyi veya kötü günleri ile geçecektir. Önemli olan bu seçim sürecinde herkesin Demokratik, Parlamenter sistemin gerekliliklerini yerine getirerek, yasal seçim sürecinde kendilerini topluma anlatmalarıdır. Siyasi partilerin yapmış olduğu tüm çalışmaların temelinde bu yatar. Seçim süreci, fırsat diyerek herkes kendi politikalarını anlatmaya çalışır. Kendilerine verilen yasal zeminlerde; yapacakları işleri, parti seçim beyannamelerini, genel politikalarını, buldukları her fırsatta tüm kitlelere aktarmaya çalışırlar. Bunun için tekniğin ve kitle iletişim araçlarının tüm imkanlarından istifade etmek yolunu takip ederler. Bütün bu çalışmalarını bir yasal çerçeve içerisinde yürütmektedirler. Bu zeminlerde verilen mücadeleye herkes kişisel olarak da katkı verebilir. İşin doğası budur. En tabanındaki seçmeninden, il örgütünden, mahalle temsilcisinden itibaren herkes o sorumluluğu hisseder. O, süreçte yaptığı çalışmaları büyük bir heyecanla yapar. Koşturur, çalışır hele bir de kendi partisi başarı elde ederse, keyf alır. Bu atmosferde siyasi partilerin tabanından beklenen bunlardır. Seçim zamanı, çok uzun gibi gözükebilir. Ancak, yapacakları işleri yapmaya kalkarlar ise; o zaman,  o süre yetmeyebilir. Sokağı değil, yasal mücadele yöntemlerini tercih etmeleri, halk tarafından takdir görecektir. Böyle bir süreçten gelmeden iktidar olmaya heveslenenler, kademe, kademe iktidara yürümenin ne demek olduğunu bilmeyen, bedavacı zavallılardır. Öyle, kolay bir süreç değildir. Kimi zaman , her şeyden fedakarlık yapmanız gerekir. Aile hayatınızı, sosyal hayatınızı, aksatmak demektir. Üstelik siyasi partilerin, çoğu kademesinde görev alan insanlar; bu işi, bir amaç uğruna yapmaktadırlar. Yoksa, hangi siyasi parti iktidar olduğu zaman, kendini destekleyen, nerede ise; seçmenin yarısına denk gelen, parti seçmenine hangi şeyleri vaat edebilir. Vaat edilen şeyler, genellikle toplumun genelini ilgilendiren konulardır. İşte parti çalışanlarının çoğu, iktidar oldukları zaman, halkın geneline yapılan güzel hizmetlerden, gerçekleştirilen iyileştirilmelerden, dolayı mutlu olurlar. Yoksa, her siyasi partide görev alarak çalışanlara; kendi yararına çalışıyor mantığı ile yaklaşırsanız; doğru bir değerlendirme olmaz. Üstelik hangi siyasi parti, iktidara geldiği zaman, halkın yarısına yakın olan seçmenine, hangi kişisel çıkarları sunabilir. Öyle bir şey zordur. Ancak, kişisel olarak, bazı bireylerin yapmış olduğu kendi yararlarına olan çabalar, tüm parti çalışanlarına mal edilemez. Doğru bir değerlendirme değildir. Kaldı ki; çoğu siyasi partilerde görev alan insanların fazlaca bir kısmı; çalıştıkları siyasi partinin, iktidar olma durumunu hiç göremezler. O nedenle; bedavadan iktidar olma heveslisi olanlar; önce siyasi partilerde yapılan çalışmaları yakından incelesinler ve ondan sonra karar versinler. Siyasi partilerin yapmış olduğu bu mücadeleden habersiz olan, kimi zavallılar; kendi şahsi çıkarlarını hep önde tuttukları için, siyaset yapanları acımasız bir şekilde eleştirmektedirler. Asıl eleştirilmesi gerekenler, o bedavacılardır...  Çünkü, emeksiz, nimet istemektedirler...
Tüm siyasi partilerden beklentimiz; birlikte ve beraberlik içerisinde  olmaları yönündedir. Birliktelikleri, beraberlikleri Ülke insanını mutlu kılar. Ortak noktada buluşarak, ortak hedefler üzerinde çalışmak, en doğalıdır. Ülkemizin başında hem içeride, hem dışarıda yeteri kadar sıkıntı vardır. Bu sıkıntıları aşmanın yolu; dayanışmadan, birliktelikten, ortak hareket etmekten geçer. Seçmen ve  Ülkenin bir vatandaşı olarak, bu mutlu tabloyu görmek istiyoruz... Hakkımız olsa gerektir.