İdris YAVUZ /Gazeteci Yazar


İKİ NOKTADAN BİR DOĞRU GEÇER

      Bu yazımda farklı bir uygulamayla, siz değerli okurlarıma değişik konularda bilgi kırıntıları sunmaya gayret edeceğim;


 

 Bu yazımda farklı bir uygulamayla, siz değerli okurlarıma değişik konularda bilgi kırıntıları sunmaya gayret edeceğim;

      ULU ÂRİF ÇELEBİ, (D.1272- Ö. 1320) Sultan Veled’in oğlu, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin torunudur. Mevlevîliğin Anadolu ve Batı İran’da yayılmasına yardım etmiş ve bu konuda birçok eserler yazan Ârif Çelebi diyor ki;

      “Görecek göz olmayınca ay yüzlü varmış neye yarar. İşitecek kulak olmayınca gönlün istediği çalgı olmuş neye yarar? Ayak olmayınca yol varmış neye yarar? Bunların hepsi bitince arkalarından ah etmişsin neye yarar”? Diyor.

      EBU ZER HAZRETLERİ, İslam peygamberi ile birlikte Mekke'den Medine'ye hicret eden Muhacir Müslümanlardandır. Türkiye'de, Adıyaman ilinin Ziyaret köyünde Ebu Zer'e ait, Osmanlı Sultanı IV. Murat tarafından inşa ettirilmiş olan bir türbe bulunmaktadır.

Bu gönül insanı diyor ki;

Bir milletin idare etme sorumluluğunu üzerine alan kimse, gittikçe şişmanlıyor, enine, boyuna genişliyorsa, bu hal onun halkına ve Rabbine karşı görevini yerine getirmediğinin bir işaretidir.” Uyarısında bulunuyor.

ÂŞIK FEYMÂNÎ (Osman Taşkaya);2 Mayıs 1942 tarihinde Adana-Kadirli ilçesi Afşarlar (Azaplı) köyünde doğmuştur. O, Karaca Oğlan geleneğinden gelmektedir.

Feymânî şiirinde güzelleme, koçaklama, taşlama, nasihat, mektup, destan tarzında yüzlerce şiir söylemiştir. Şiirlerinde pek çok âşığın dile getirmediği konuları işlemiştir.

Çok ince bir ruha sahip olan Feymânî ; “Bir gönül âşığıdır. O diyor ki,

İnsan var heybetli, ama er değil

İnsan var hükümdar olmuş, hür değil

İnsan var sözüyle özü bir değil

Köpek derisinde balı neyleyim

MEHMET AKİF ERSOY,(1873-1936) İstiklâl Marşı ve Safahat şairi, fikir adamı, yazar, mütercim. O diyor ki;

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.

Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez

......................................................

Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak,

Alçak bir ölüm varsa, eminim budur ancak.

 

PİR SULTA ABDAL (1480-1550) Sivas doğumludur. Asıl adı Haydardır.16. yüzyılda yaşamış, Alevi-Bektaşi-Türk halk şairi ve ozanıdır. Onun şu şiirini aktarmak istiyorum;

 

Helâli haramı yersin seçmezsin

Nasibin kesilir de sular içmezsin

Akar çaylar senin olsa ne fayda

 

Bu dünyada üç beş arşın bezin var

Bedestenler senin olsa ne fayda

 

Bir gün alır götürürler evinden

Hakk’ın kelâmını koyma dilinden

Kurtulamam Azrail’in elinden

Dünya dolu malın olsa ne fayda

 

Pir Sultan Abdal’ım çıktık oturduk

Kaza lokmasını burda yetirdik

Dünya bizim diye çektik getirdik

Yalan dünya bizim olsa ne fayda.

 

ZİYA PAŞA,(d. 1829, İstanbul- ö. 17 Mayıs 1880,Adana),Tanzimat devri devlet ve fikir adamı, gazeteci ve şairdir. 19'uncu yüzyılın en önemli devlet adamlarından birisidir.

Onun özdeyiş hâline gelmiş bazı atasözlerini kendisine has üslûbuyla şiirlerinde işlemiştir.

 

Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde

…………………………….

İdrak’i meali bu küçük akla gerekmez.

Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez.

 

Değerli okurlarım, bu güne kadar yazdığım köşe yazılarımda sürekli birlik ve beraberlikten bahsettim. Ayrılıkta azap, birlik ve beraberlikte, ortak akıl kullanmada fazilet olduğunu, hırçınlığın, hiddet ve şiddetin hiç kimseye yarar sağlamadığını ifade ettim.

Türk milleti güçlü bir devlet geleneğine sahiptir. Onun ordusu Peygamber ocağıdır. Siyaseten, tez ve anti tez olarak, camilerde, eğitim- öğretim, sağlık, adalet ve yargı kurumlarında, din, dil, mezhep, ırk ayrımı yapılmadığı takdirde, bu milleti bozmaya ve bu devleti yıkmaya kimsenin gücü yetmez. Riyaziyede iki nokradan bir doğru geçer. Tarihte bunu defalarca yaşayan bir milleriz.