Orhan ARSLAN /Eğitimci -Yazar


Dua

Arif Nihat Asya


Dua Arif Nihat Asya

Biz, kısık sesleriz... minareleri,

Sen, ezansız bırakma Allah´ım!

Ya çağır surda bal yapanlarını,

Ya kovansız bırakma Allah´ım!

Mahyasızdır minareler... göğü de,

Kehkeşansız bırakma Allah´ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,

Müslümansız bırakma Allah´ım!

Bize güç ver... cihad meydanını,

Pehlivansız bırakma Allah´ım!

Kahraman bekleyen yığınlarını,

Kahramansız bırakma Allah´ım!

Bilelim hasma karşı koymasını,

Bizi cansız bırakma Allah´ım!

Yarının yollarında yılları da,

Ramazansız bırakma Allah´ım!

Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,

Ya çobansız bırakma Allah´ım!

Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız;

Ve vatansız bırakma Allah´ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,

Müslümansız bırakma Allah´ım

Son günlerde Sayın CUMHURBAŞKANIMIZIN şiirini okuyarak gündeme taşıdığı; büyük Şarimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Üzülerek ifade edelim ki; bu kadar büyük değerlerimizi tanımadan, onlardan haberdar olmadan yetişen bir neslimiz var. Büyük şairimizin eserlerinden bazıları NAAT, BAYRAK, FETİH MARŞI,  şiirleri hep kulaklarımızı çınlatmaktadır. SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN, OKUMASI SAYESİNDE; GENÇLERİMİZ, BU ŞİİRLE TANIŞTILAR.

Sokaklarda, her siyasi partiden gençler; YA ALLAH,  BİSMİLLAH, ALLAHÜEKBER, diye slogan atıyor. Bütün gençler; hep birlikte; RECEP  TAYYİP   ERDOĞAN, diye tezahürat yapıyor. Demek ki; bu gençlerin genlerinde Memleket sevgisi vardır. Önemli olan, onları Memleket sevgisi ile donatacak, değer yargıları ile yetiştirmektir. Bundan sonra; tek amaç bu olmalıdır.

Teknolojinin bu kadar ileriye gittiği ifade edilen günümüzde, sanat, edebiyat ve kültür açısından, ne kadar ilerlediğimiz tartışılmalıdır. Bilişim teknolojisinin esiri olan yeni yetişen nesillerimiz sanat ve edebiyata ne kadar ilgi duymaktadırlar. Unutmayalım, bir medeniyet kendi kültürü ile birlikte gelir. Asırlarca Dünyaya kendisini Medeniyeti ile tanıtmış olan ceddimiz, sanat ve edebiyat sahasını da ihmal etmemişlerdir.

Şunu da söylemek gerekir. Sanat ve Edebiyat, Kültür insanları birdenbire ortaya çıkmıyor. Onların yetişmesi için; zeminin uygun olması gerekir. O zemini, Devletin geleceğini düşünen yönetenler; alt yapısı ile birlikte hazırlamak zorundadırlar. Tüm kültürel faaliyetleri, destekleyici, teşvik edici ortamların hazırlanması gerekir. Tüm bu değerlerimizin, eğitim kurumlarımızda, yetişen nesillerimize yeteri kadar tanıtılması şarttır. Bu aynı zamanda Milli bir görevdir. Senelerce; Dünyada ne kadar gereksiz, bize faydası olmayan bilgi aktarımlarının bu okullarda öğretildiğini biliyoruz. Özümüzden yetişmiş, her şeyi ile bizim kültürümüzün değeri olarak ortaya çıkmış ve tarihe mal olmuş, bu insanların ve eserlerinin yeteri kadar tanıtılması gerekir.

Son olaylar; Millet olarak, birlik ve beraberliğe ne kadar ihtiyacımız olduğunu ortaya koydu. Şimdi zaman; yetişmekte olan nesillerimizi; İnançlı, tarihi değerlerini tanıyan, Milli Kültürünü bilen, ahlaklı, dürüst, VATANSEVER GENÇLİK YETİŞTİRME ZAMANIDIR. BU DEĞER YARGILARI İLE, YETİŞMİŞ GENÇ NESİLLERE İHTİYACIMIZ VARDIR.

Bu vesile ile; Büyük Şairi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum. Yine büyük şairin şu dizelerini hatırlatıyorum;  BİR BAYRAK   RÜZGAR  BEKLİYOR

Şehitler tepesi boş değil,

Biri var bekliyor.

Ve bir göğüs, nefes almak için;

Rüzgar bekliyor.

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;

Yattığı toprak belli,

Tuttuğu bayrak belli,

Kim demiş meçhul asker diye?

Destanını yapmış, kasideye kanmış.

Bir el ki; ahretten uzanmış,

Edeple gelip birer birer öpsün diye fâniler!

Öpelim temizse dudaklarımız,

Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.

Rüzgarını kesmesin gövdeler

Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasîdeler.

Geri gitsin alkışlar geri,

Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!

Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,

Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!

Söyledi söyleyenler demin,

Gel süngülü yiğit alkışlasınlar

Şimdi sen söyle, söz senin.

Şehitler tepesi boş değil,

Toprağını kahramanlar bekliyor!

Ve bir bayrak dalgalanmak için;

Rüzgar bekliyor!

Destanı öksüz, sükûtu derin meçhul askerin;

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye

Yattığı toprak belli,

Tuttuğu bayrak belli,

Kim demiş meçhul asker diye? ...