Orhan ARSLAN /Eğitimci -Yazar


BİZ  VATANIMIZI  SEVİYORUZ

Hayatımız boyunca, Kuranı hem öğrenen olduk, hem öğreten olduk. Onun sadece okunan bir kitap olmadığını, yaşanması gereken bir hayattan bahsettiğini vurguladık.


Önemini hep anlatmaya çalıştık. Allah utandırmasın. Bir hayat nizamından bahsettiğini, hem Dünya hem Ahiret işlerinin beraber olması gerektiğinden ısrarla vurguladığını belirttik. İnanın, iman edin diye anlatmaya çalıştık. 

Örnek insan; mutlu hayat, tüm yaratılanlarla barışık bir ortam, İslam’ın ortaya koyduğu kurallar ile sağlanır. Bundan doğal olarak en fazla kazanacak olan insandır. Adaletli, merhametli, güven sağlamış, emanet ehli, başkalarına saygı duyan, sorumluluğunu bilen, bir gün yaptıklarından dolayı mutlaka hesaba çekileceğini ilke edinmiş bir insan olur. Bu saydıklarımız yerine getiren insandan kime ne zarar gelir. 

Dünya insanlar arasında güvenilen, emniyetli bir mekan olur. Böyle bir hayat tarzını bize örnek gösteren inancımıza neden karşı çıkılır? Anlamam. Belki şu ana ilkeyi hatırlatmakta yarar vardır. Bir bilge çok güzel söylemiştir.’’ KUSURSUZ  OLAN  İSLAMDIR. MÜSLÜMAN OLDUĞUNU SÖYLEYENLER DEĞİL.’’ Evet işin özeti buradadır. 

İslam kucaklayan, hayatın her alanını kuşatan, tüm hayatımızın ana ilkelerini belirten bir inanç sistemidir. Müslüman ise, bu inanç sistemine uymaya çalışan insanlara denir. Eğer, İslam inancını, İslam'ın anlattığı şekilde yaşıyor ise, sorun yoktur. Müslüman olma özelliğini koruyor demektir. Yok, İslam'ın ortaya koyduğu önerileri yarım yamalak yaşamaya çalışıyor ise, işte o insana o zaman ne kadar Müslüman sıfatı yakıştırılır? Belki noksan Müslüman, denebilir. O nedenle Kuran, İslam inancını yaşamaya özen gösteren insanlara ''Mümin'' diye hitap eder. 

Bu açıdan baktığımız zaman Bilge insanın sözünün ne kadar doğru olduğu ortaya çıkar.  

Bizim Hayatımız; kalem, kitap, düşünmek, koşmak, yara sarmak, okumak, okutmak, öğrenmek, öğretmek, dostla muhabbet etmek, hayatın rutin işleri ile geçti. Bütün bunlara karşılık İslam inancının ortaya koyduğu yaşama tarzını ne kadar yaşadık, yaşamaya çalıştık, ALLAH bilir. İnşallah başarmışızdır.    

Amma, bu inanç uğruna çaba gösterdik. Tohum saçtık. Emek harcadık. Evet, bıkmadık. Her meslekten yüzlerce öğrencinin yetişmesine vesile olduk. 

Kimi mevki ve makam, kariyere sahip olanlar, parası ve malı çok olanlar, yaptığımız işi küçümsediler, hatta alay ettiler. İşte ülkemizin gerçeği, fazla söze hacet yoktur. Demek ki; bizim yaptıklarımızın değeri olmadığı bir ülkede, gelişmekten, kardeşlikten, paylaşmaktan, yardımlaşmaktan, muhabbetten zevk almaktan, bahsetmek beyhudedir. Varsa yoksa para, para, para, mal, mülk, şan şöhret, mevki, makam, kariyer. Görende zanneder ki; bu insanlar bu elde ettikleri bu geçici dünya malları ile; iki dünya saadetini garantiliyorlar, aldanıyorlar... Çünkü insan madde ve mana kavramlarının bileşenidir. Yoksa, tek kanatlı kuş uçamaz. 

Biz şu düsturu kendimize amaç edindik. '' Ya öğreten ol ya öğrenen ol, ya da dinleyen ol, yoksa helak olursun.'' Biz halimizden memnunuz, gönlümüzde zengin, kendimizde zenginiz. Bunu göremeyen gözlere bir kez daha hatırlatalım, istedik. Varın siz dünyalıklarınızla baş başa kalınız. 

O nedenle ekonomik beklentilerimiz olmadı. Döviz ile yatıp, kalkmadık. En ufak rüzgarda savrulmadık. Önceliğimiz Hep Vatanımız, Dinimiz, Milletimiz oldu. Bu kavramlara sahip çıkmanın önemini hep belirttik. Bizlerin bu kavramların mutlaka mana ve anlamını en güzel şekilde bilmemiz gerektiğini insanlarımıza her zaman anlattık. Öğrettik... Devletin, Vatanın bu kavramlara sahip çıkarak ayakta kalacağının altını çizdik. İnsanımızın bu kavramların etrafında birleşmesini, kenetlenmesini, ideal olarak ortaya koyduk.

Eğer, VATAN yok ise, gerisi teferruattır, diye deklere ettik... Vatan sevgisinin birinci öncelik olması gerektiğinin altını çizdik...

Ülkemizi, Her alanda kuşatan Ülke düşmanlarının ekonomik alanda da bizi bir gün kuşatma girişimleri olacağının hep farkında olduk. Savaş kavramının sadece cephede olmadığı bilenlerden olduk… Tarihte yaşanmış örnekleri vardır.

Bu amaçla yetiştirdiğimiz, Ülkenin değişik coğrafyasına dağılmış, yüzlerce öğrenci dostlarımız; bunun en güzel şahididir. Onlar bizim gururumuzdur, geleceğimizdir. İyi ki varlar.  

Allah'ım sana şükürler olsun...