İdris YAVUZ /Gazeteci Yazar


AĞUSTOS, TÜRK TARİHİNDE KUTSAL BİR AYDIR

Ağustos, milli tarihimizde ordumuzun kazandığı en büyük zaferler ayıdır.


Ağustos, milli tarihimizde ordumuzun kazandığı en büyük zaferler ayıdır.

Bizans’ı yere serip Türk milletine Anadolu’yu kazandıran Malazgirt, Orta Avrupa kapılarını ardına kadar açan Kosava, Şarklen ordularını dize getiren Mohaç, Varnalar, Prevezeler, Plevneler, Çanakkaleler, Sakarya, İstiklal, Afyonkarahisar ve Başkomutanlık Meydan Savaşları bu ayın şerefli anılarıdır.

Yurt savunmasında müstesna bir yeri olan bu zaferler, Türk tarihine altın varaklarla nakşedilen sayfalarıdır.

Bakınız bir şairim şiirinde; “Hazır ol cenge eğer istersen sulh-u salah” demektedir;“

İstiklal Savaşında Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi, baba oğul, Nene hatun, Kara Fatma gibi bir çok Türk hatunları hep birlikte yan yana, omuz omuza siperlerde, düşmana karşı birlik olup ölümüne mücadele yapmasını bilmişlerdir.

İnebolu’da kağnısına yüklediği mermileri ordu saflarına yetiştirmeye çalışan Türk anası, mermi sandıklarını kar ve yağmurdan korumak için kendi bebeğinin üzerindeki örtüyü alarak mermilerin üzerine örtmesi, çocuğunun ölümüne sebep olan davranışın bu ülkenin güzel günleri için yapmış olduğu büyük bir fedakârlıktır.

Bu millet çok zor zamanlarda büyük işler başarmasını bilmiştir. Türk milleti hür, mağrur ve başarılı olarak yaşamayı bilen bir millettir.

1071 ve 30 Ağustos 1922 yılları arasındaki başarılar Türk ordularını bütün dünyaya tanıtmaya yetmiştir.

Türk ordusu, 30 Ağustos 1922 günü Yunan orduları ve onun Başkomutanına teslim olmak için beyaz bayrak çektirmiştir. Bu nedenle 30 Ağustoslar, Milli tarihimizde çok büyük ve parlak zaferlerin adıdır.

Hiç şüphe yok ki, yeni Türk devletinin temeli de bu ayın içinde atılmıştır ve kıyamete kadar da var olmaya devam edecektir.

Yurt savunmasında akıtılan şehit kanları hürriyetimizin sembolü, Al Bayrağımızın rengi olmuştur. Gökyüzünde dolaşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin teminatı olarak kıyamete kadar devam edecektir.

Türkler dünya milletlerine savaş sanatının bütün inceliklerini gösteren örnek bir millettir.

Türkler Anadolu’ya ayak bastıktan sonra Türk akıncıları önce İstanbul’a ve sonra Avrupa ortalarına kadar ilerleyerek güçlü bir dünya hâkimiyeti kurmuşlar,

Haçlı Hıristiyan dünyası 1071’den 1922 yılına kadar tam dokuz asır Türklerle savaş yolunu tercih etmiş ve her defasında perişan olmuştur. 

Büyük Taarruz da Malazgird Meydan Savaşı gibi 26 Ağustos 1922 tarihinde başladı zor da olsa sonu zaferle sonuçlandı.

Mehmetçik 30 Ağustos günü Dumlupınar’da Başkomutanlık Meydan Muharebesinde Yunan ordusunu İzmir körfezinde denize dökmüştür.

Bu zafer hakkında M. Kemal Atatürk şunları söylüyordu;

“30 Ağustos Savaşı Türk tarihinin en önemli bir dönüm noktasını teşkil eder. Milli Tarihimiz çok büyük ve çok parlak zaferlerle doludur. Fakat Türk Milleti’nin burada kazandığı zafer yalnız bizim değil Cihan Tarihinde de yeni cereyanlar veren kesin sonuçlu bir zafer hatırlamıyorum. Hiç şüphe etmemelidir ki; yeni Türk Devleti’nin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli bu zaferle atıldı. [3]

Türkler, Malazgird Meydan Muharebesi ile bir vatan kurmuşlardır. Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile de en son Türk Devleti’nin sonsuza dek Türk yurdu olduğunu ve onları buralardan hiçbir gücün ve kuvvetin söküp atamayacağını bir kere daha bütün dünyaya ilan ve ispat etmişlerdi

30 Ağustosları bize kazandıran kahraman ordumuzu candan kutluyorum. Tüm şehitlerimize de C. Allah’tan rahmet diliyorum.