?Mevzu ülkenin bekası?

?Mevzu ülkenin bekası?

?SUDEF Başkanı Erol Bulut, Mevzu ülkenin bekası. Ülkenin bekasına engel olan şey terördür

?Mevzu ülkenin bekası?

?SUDEF Başkanı Erol Bulut, Mevzu ülkenin bekası. Ülkenin bekasına engel olan şey terördür

Bakın 4 Eylül´deyiz. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı günlerdeyiz. O günlerde Türkiye her tarafından kuşatılmıştı ama hiç kimse geri adım atmamıştı. Atatürk ne diyordu Çanakkale´de, bir adım öncesinde? ?Size ölmeyi emrediyorum´ dediğinde bir kişi arkasına dönüp bakmadı. Hepsi ölüme gittiler. Ama hepsi biliyordu, şehit olacaklardı. İnşallah o Çanakkale ruhuna az kaldı.? Dedi.

Sivas Ulaşlı Dernekler Federasyonu (SUDEF) Başkanı Uğur Bulut, son günlerde artan terör olayları ve ülke gündemine ilişkin önemli analizlerde bulundu. Çözüm sürecinin ardından gelinen noktada terörün yeniden hortlatılması ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Bulut, milli unsurlar ile terörle mücadele konusunda kararlı bir şekilde yürütülen operasyonları işaret ederek, PKK´ya seslendi. Bulut; ?Bu operasyonlar huzur operasyonlarıdır. Kürt kardeşlerimizi sizden kurtaracağız, bu ülkeyi de sizden kurtaracağız.? Dedi.

?MEVZU ÜLKENİN BEKASI?

Hükümetin terörün sona ermesi, Kürt halkına karşı geçmişte yapılan yanlışların düzeltilmesi konusunda kararlı adımlar attığını ancak bazı güçlerin, ülkenin bu sorunu çözerek güçlenmesini hazmedemediğini belirten SUDEF Başkanı Erol Bulut, Cumhuriyet tarihinin en zirve noktasına gelinmişken, dış güçlerin içerideki işbirlikçileri ile birlikte teröründe içinde bulunduğu çeşitli planları uygulamaya koyduğunu söyledi.

Şehitlik konusunda, kardeş acısı ile tepki toplayan sözler sarf eden Yarbaya´yı da eleştiren Bulut, ?mevzu ülkenin bekası ise gerisi teferruat? Ayrıca, şehitlik öyle sıradan bir mertebe değil, peygamberlikten sonra gelen bir mertebedir. Manen en yüce makamlardan biridir.? Dedi.

Ülkenin milli savunma sistemleri alanında kaydettiği gelişmelere de dikkat çekerek önemli noktalara temas eden Bulut, şu ifadeleri kullandı:

?Ülkenin bekasına engel olan şey terördür. Terörün kaynağına inmemiz lazım. Terörü bir analiz edelim. Terör neden kaynaklandı, neden büyüdü, neden buralara geldi, nasıl durdu ve neden yeniden hortladı? Bu günlerde yüreğimizi derinden burkan şehit haberleri hepimizin içini parçalıyor, üzülüyoruz. Ancak, mevzu ülkenin bekası ise gerisi teferruat? Ayrıca, şehitlik öyle sıradan bir mertebe değil, peygamberlikten sonra gelen bir mertebedir. Manen en yüce makamlardan biridir. Teröre baktığımızda 33 yıl önce adeta temelleri devletin eli ile atılan bir yatıdır. 1982 yılından sonra meşhur Diyarbakır evlerinde üretilen bir yapıdır. Peki, bunun sebebi nedir? Bunun sebebi ülkenin çok kalkınmaması, birilerinin terörü kullanarak bugünkü devlet yapısının işlevidir. Yani kendilerini korumak için bir faaliyet alanı ortaya koymuşlar. Peki, nereden beslenmişler? İnkâr, ret ve asimilasyon politikaları ile Kürt kardeşlerimizi yok sayarak bir süre baskılamışlar. Tabi insanları baskıladıktan sonra da dağa itmişler. Öyle olunca terör, gücünü sadece silahtan almamış. Terör esas kaynağını milletten, o bölgenin halkından almış. Gündüzleri asker gelmiş, baskılamış, köylere baskın yapmış. Tehditle, şantajla geceleri terörist olmuş vatandaş. Korktuğundan da endişesinden de intikam hırsı doğmuş. Burada üç ayrı faktör var. Neticede büyüye büyüye tam 25 yıl bu terörle devlet birebir, ekonomisini de oraya harcamış, 30 bin askerimiz şehit olmuş ama çözüm olmamış. Bu arada 2007´de devletin yeni yöneticileri, hükümeti kuranlar sorunu tespit etmiş. Özellikle şuan ki Cumhurbaşkanımız demiş ki, ?bunun bir kaynağına inelim. Neden bu insanlar bu kadar direnç gösteriyor?´ Bir bakmışlar ki önce haksızlık yapılmış. Onu görmüşler. Neler bunlar, az önce de söylediğim gibi inkâr, ret ve asimilasyon politikasından vazgeçilmiş. Zaten bunlardan vazgeçilmeseydi, o günün şartlarında üçüncü ülkeler girecekti devreye çözüm için.  Çünkü ülkenin kalkınmasını dış güçler de istemiyor. Bu terörün içinde onların da parmağı var. Dış güçler bunların ağababaları.

Burada ne yapılmış? Denilmiş ki bunların haklarını verelim önce. Devletin o kötü sicilini bir temizleyelim. Yapılan demokratik açılımlarla 2013 yılına kadar hükümet çok güzel şeyler yapmış. Kan durmuş, bu arada silahlı kuvvetlerimiz gelişmiş, teknolojimiz gelişmiş. Batıya ne yapıldıysa, doğuya da o yapılmış. Yollar, okullar, hastaneler ne ihtiyaçsa. 2013´te, hatta 2011´de el sıkışılmış; ?artık silahlar bırakılsın, size istediklerinizi verelim, siz de kardeşimizsiniz, bu milletin 77 milyonu da birbirinden değerlidir´ denilmiş ve samimiyetle de uygulanmış. Sonra 2013´te devletimiz, cumhuriyetimiz en tepe noktasına gelmişken, son 90 yılın ekonomik ve gelişme yönünden en tepe noktasına gelmişken, bir birliktelik ve kardeşlik ruhu olarak da en üst noktaya gelmiş. Dışarıya olan borcumuz bitmiş, devasa yatırımlar yapılmış, uluslararası ekonomik güçler, ?biz yapacağız´ diye büyük projelere otak olmak için buralara gelmişler. 3. Havalimanı, Marmaray, Avrasya Tünelleri, demiryolları, ASELSAN´ın yaptığı işler, uzun menzilli füzeler, askeri cihazlar, mil-gemler, ataklar,  askeri cihazlarımız yapılınca bir şeyler olmuş.  Avrupalılardan hem almaktan vazgeçmişiz, hem de Avrupalıların Kafkasya tarafına sattığı müşterilerine de engel olmuşuz. Öyle olunca Almanlar, Fransızlar, İngilizler ?artık burada durduramazsak daha da durduramayız´ dediler. 2013 yılı nisan ayında o günün başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 tane yerli otomobil markasını hazır alacağım dedi. Koç bulunmuyorsa ülkemizde dışarıdan hazır markalar alacağım getireceğim dedi, hata markalar da konuşulmaya başlandı ve birileri dışarıdaki ağababaları ile birlikte ülkenin dibini dinamitledi. Dışarıdaki ağababaları ile birlikte bilinen paralel çete bu ülkeye en büyük darbeyi vurdu. Esas ihmal orada başlıyor. Devletimizin ihmali. Güzel şeyler yaptılar, önce iyi şeyleri söyledik şimdi de eleştirilerimize gelelim. Tayyip Erdoğan hükümetlerinin eksiği neydi? 2013´te devlete vurulan darbe girişimi, gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimi ile birlikte devlet 2 sene kendi başını kurtarmaya çalıştı. Buradaki en büyük ihmal ise özellikle polis teşkilatındaki güvenlik güçlerini Güneydoğu´ya sürdü. Her şey yapılır ama vatana ihanet olmaz diye düşünüldü. Akıllarına gelmedi bu. Terörün güçlenmesinde birinci ihmal bu oldu. Oraya giden, vatandan beslenen ancak başkalarına uşaklık yapan Pensilvanya´nın çocukları, orada teröre güç verdiler. İkincisi, konjonktürel bir olgu da vardı. O bölgede Suriye ve Irak´tan beslenen bir terör vardı. Ayrıca Amerika bizden istediği desteği alamıyordu. İncirliğin açılması ve özellikle IŞİD denen DAEŞ´e destek konusunda ve onlarla mücadele konusunda. Esed´in karşısında olmamız hasebiyle orada da bir anlaşmazlığa düştük. Bunlar direnci görünce PYD üzerinden bazı girişimlerde bulundular Kobene olaylarında. Burada Amerika, Doğu Kürdistan´ın içerisine Türkiye´nin doğusundan da bir parça katarak böyle bir proje geliştirmeye başladı. İlk hamle de resmi olan sınırlarımızda bir Kürdistan bölgesi oluşturmaktı. Ama bunu gören Tayyip Erdoğan, satranç diliyle onların oynadığı file karşı ?şah´ dedi. Bir adım sonrasını gördü, dedi ki ?incirliği açıyorum, şurada güvenli bölge istiyorum´ çünkü 2 milyon Suriyeliyi içimize aldık. Büyük devlet olarak oradaki mazlumlara sahip çıkmamız insanlık görevimiz ama halkın içine doğrudan alıp, gariban, işçi kesimin ekmeğine kan doğradık. İkincisi kiraları çok yükselttik, hayat şartları, sosyal denge bozuldu. Bunu gördükleri için ta baştan yapmaları gereken ama önce izin alamadıkları o bölgeyi birinci şart olarak koştu Tayyip Erdoğan. İkincisi de ?PKK´yı terör olarak bir kere daha lanetleyin. PYD ile de bağlarını kesin, bunlar bize zarar görüyor, ben bunların hakkından geleyim´ dedi. Bunu ne zaman dedi ama 2 tane askerimiz şehit oldu. Hem de kalleşçe, alçakça, uykularında ensesinden vurularak. Bunlar affedilecek şeyler değil. Sonra binbaşımız, albayımız, yarbayımız aynı şekilde yine alçakça şehit edildi. Baktılar ki bunun sonu yok. Devlet, kudretini de göstermek zorundaydı. Burada teröristler ayrıca bir şey daha yaptılar. Yüzde 13 oy aldıktan sonra bağımsız bölgeler ilan etmeye başladılar. Öz yönetim sistemlerini kurmaya başladılar, bazı yerlerde özerkli ilan ettiler. Bunları görmezden gelemezdi devlet. Doğru, hatalar yaptılar ama bu arada silahlı kuvvetlerimiz de çok gelişti. Şuandaki meclis başkanımız, medarıiftiharımız, Sayın İsmet Yılmaz´ın döneminde yüzde 30´lardan yüzde 70´lere çıktı öz kaynak üretimlerimiz. Bunlar hiç azımsanacak şeyler değil. Dolayısıyla eski Türkiye değildik biz. Ama bir zaafımız vardı poliste? Bunu da zaten seçimlerde falan da gördük. Sandıklarda tamamen PKK´nın hâkimiyeti oradaki güvenliği sağlamakla görevli memurlarımızın görevlerini yapmadıklarını gösterdi. Peki, bunun çözümü var mıydı? Elbette vardı. Esas olan önce sınırların korunmasıydı. Bu ölü zamanda dahi olsa, teknolojik silah donanımları, bin kilometre sınırımıza setler kuruldu. Bunlar kurulunca sınırlardan geliş gidişler eskisi gibi olmadı. Karakollarımız, kalekola dönüştürüldü ve üstlerimiz yerlerine alındı, taarruz alanları kurmaya başladık. Burada da sonuçları gördük zaten. Şuan PKK, doğru canımızı yakıyor. Ama nasıl yakıyor, eski ile mukayese ettiğimizde? Eskiden, çıkıyorlardı, o zaman İsrail´in heronları bugünkü bizim Anka´larımız Elhamdülillah, çekmiyorlardı ya da çekip bize göstermiyor, teröristlere gösteriyorlardı. Askerlerimiz ayrı ayrı gruplar halinde şehit oluyordu.  Dönüşte de piknik yaparak giden teröristleri, zalimleri, canileri bize gösteriyor canımızı bir kere daha yakıyorlardı. Bugün baktığımızda ise, böyle bir şey olmuyor. Kalleşçe, haince, tuzaklanan bombalarla, kanalizasyon çukurlarına atılan bombalarla ancak askerlerimizi şehit etmeye çalışıyorlar. Onlara da önlem alacağız inşallah. Bu beladan ancak milli bir duruşla kurtuluruz. Aksi halde elbette acılar yüreğimizi yakıyor. Ben şehit cenazelerine çok katılıyorum. Geçenlerde Sivas´ımızda da onurlu Muhammed´imizi, Peygamberimizin adını taşıyan o yiğidimizi Peygamberimizin yanına gönderdik. Ben öyle diliyor, öyle umuyorum inşallah.  Çünkü onlar peygamberlerden sonra gelen makama sahip olacaklar. Onun babası Hüseyin Bey ile konuşmalarımı hiç unutmuyorum. O gün yüreğimiz yanıyordu ama ?ben şehit babasıyım Elhamdülillah´ diyordu. Bu imanla alakalı bir durum? Buradan nereye gelmek istiyorum, ismini anmayacağım Yarbayımız ki, şuanda zaten gerekli incelemeler de başlatılmış hakkında. Silahlı Kuvvetlerin her mensubu, o onurlu kıyafeti giyerken ilk gün der ki, ?ben şehit olacağım, bu vatan için yaşıyorum, bu vatan için öleceğim´ Acısını paylaşıyorum ama acı başka bir şey, vakar, gurur başka bir şey. Orada tutup siyaset yapması ve ?biz kim için savaşıyoruz´ demesi, işgal edilen yerleri görmezden gelmesi; aklından zoru mu var, ya da bizim aklımızla mı oynanıyor diye bir algı oluşturdu bizde. Ama biz akliselim düşündük kendimize vurduk ki, bizde bir şey yok, karşımızdaki kardeşimiz bireysel olarak böyle düşünüyor. Orduda da problem yok. Münferit bir hata? Kaynağı nereye bağlı ona da bakmak lazım.  Çok da önemli değil. Bu da milletin kafasında bir algı oluşturmadı, sadece teröristleri sevindirdi. Maalesef bir kısım medya da teröristleri haklayan, onlarla beraber olan Penisilvanya medyası da onu alkışladı. Ama keşke, bunlar hiç olmasa. Ama olacak bunlar. Ne zamana kadar? Kıyamete kadar. Ama biz İslam´ı savunuyorsak, adam gibi yaşayacağız, adam gibi öleceğiz. Hz. Peygamberimizden sonra gelen 4 halifemizin 3 tanesi şehit olmuş. Osman efendimiz, Ömer efendimiz ve Ali efendimiz. Komutanların en büyüğü olan Halit Bin Velid şehit olamadım diye adeta yatağında ağlayarak öldü. Şehitlik gerekiyorsa bu uğurda biz de olacağız. Bizim sıramız gelecek, biz de gideceğiz gönüllü olarak ama bu bir avuç çapulcuya cesaret, moral vermeyeceğiz. Bunlar kim ki, korkalım ya da geri adım atalım. Tamamının kökünü kazıyacağız. Ya kökünü kazıyacağız ya da silahlarını bize teslim edecekler.

?BU OPERASYONLAR

HUZUR OPERASYONLARIDIR?

Teröre karşı sürdürülen kararlı operasyonların ülkenin huzuru için çok önemli olduğunu belirten SUDEF Başkanı Erol Bulut, Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün emri ve ?4 Eylül Ruhu´nu örnek göstererek, önemli mesajlar verdi.

Şehitliğin önemine bir kez daha vurgu yapan Bulut, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

?Bakın 4 Eylül´deyiz. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı günlerdeyiz. O günlerde Türkiye her tarafından kuşatılmıştı ama hiç kimse geri adım atmamıştı. Atatürk ne diyordu, Çanakkale´de bir adım öncesinde? ?Size ölmeyi emrediyorum´ dediğinde bir kişi arkasına dönüp bakmadı. Hepsi ölüme gittiler ama hepsi biliyordu, şehit olacaklardı. İnşallah o Çanakkale ruhuna az kaldı. Geçenlerde izliyoruz, sınırda askerlerimiz namaz kılıyorlar. Namaz, Allah ile Müslüman´ın miracıdır, birleştiği yerdir. İnşallah, Peygamber Ocağı dediğimiz ordumuz düzelme yolundadır, yüzde 99 düzelmiştir de. Biz bu orduyla cihana da kafa tutarız. Cihanın da üstesinden geliriz. Çünkü biz biliyoruz ki, bu cihanın bir yaratanı var. Biz de bir imtihan için bu dünyaya geldik. Dünyadaki imtihanımız yaptıklarımız ve yapmadıklarımızın kayıtlarından oluşur. Dolayısıyla iyi şeyler yapalım, iyi şeyler dileyelim, iyi şeyler oluyor. Ülke hepimizin. Şehitlerimizin kanı akmasın, biz istemiyoruz ama gerekiyorsa da ülke için şehit verilecekse şehit olanın arkasından isyan ederek değil de ?biz şehit babasıyız Elhamdülillah, bu ülke için benim de canım feda olsun´ diye vakarlı duruşları sergilemeliyiz ki zaten hep onu sergiliyoruz. İstisnalara da pirim vermemeliyiz.

Sivas Cumhuriyetin, kardeşliğin temelinin atıldığı yerdir. Biz, Sivaslılar olarak demeliyiz ve diyoruz ki, ?ey zalimler, bir tekiniz kaldığı sürece bu mücadele devam edecek. Bu operasyonlar huzur operasyonlarıdır. Kürt kardeşlerimizi sizden kurtaracağız, bu ülkeyi de sizden kurtaracağız. Tek çareniz o silahları teslim etmek. O kaçırdığınız çocukları öldürmeden gelin teslim olur. Bu ülke hepimize yeter.?



Anahtar Kelimeler: Mevzu ülkenin bekası
  • Çarşamba 17.3 ° / 4.9 ° Güneşli
  • Perşembe 20.7 ° / 6.5 ° Güneşli
  • Cuma 22.2 ° / 9.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Süper Lig LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 35 31 1 3 64 96
2.Fenerbahçe 35 28 1 6 58 90
3.Trabzonspor 35 18 13 4 13 58
4.İstanbul Başakşehir 35 16 12 7 10 55
5.Beşiktaş 35 16 13 6 6 54
6.Alanyaspor 35 12 10 13 3 49
7.Kasımpaşa 35 14 14 7 -6 49
8.Rizespor 35 14 14 7 -7 49
9.Sivasspor 35 12 11 12 -9 48
10.Antalyaspor 35 11 12 12 -4 45
11.Adana Demirspor 35 10 11 14 3 44
12.Samsunspor 35 11 15 9 -5 42
13.Kayserispor 35 11 13 11 -9 41
14.Ankaragücü 35 8 12 15 -3 39
15.Fatih Karagümrük 35 9 16 10 -2 37
16.Konyaspor 35 8 14 13 -14 37
17.Gazişehir Gaziantep 35 9 18 8 -15 35
18.Hatayspor 35 7 15 13 -10 34
19.Pendikspor 35 8 18 9 -31 33
20.İstanbulspor 35 4 24 7 -42 16